Uzun zamandır bir şey yazmıyor
olmak, kendi içinde penceresiz bir odada kalmak gibi. Nefes alacak çıkışın sahip
olduğum kağıt-kalem olduğunu bilen ben,
ne zamandır penceresiz bu odada yalnız
bıraktım kendimi.
Çizmiyorum dünyayı, yazmıyorum hayatı.
Sıra sıra dizemiyorum
kelimeleri,
birbirine hasret cümleleri aynı hikayede aşık edemiyorum.
Ve
buldum sonra duyguların da yürümek için yollara ihtiyacı olduğunu.
Bir yolum kalmamış meğer. Kalmamışsa eğer,
o yola taşları ellerimle koymam gerektiğini de buldum.
Bir yolum kalmamış meğer. Kalmamışsa eğer,
o yola taşları ellerimle koymam gerektiğini de buldum.
İşte bu eksikliğin vermiş olduğu huzursuzluk dolmuş boğazıma kadar.
Sanırım biraz hayal kuracağım artık.
Ellerim nasır tutana kadar,
taş
toplayacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder